Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri, 11 ili etkileyerek büyük yıkıma ve on binlerce kayba neden oldu. "Asrın felaketi" olarak nitelendirilen deprem, Hatay'daki Akademi Hastanesi'nde oğlunun tedavisi için bulunan Mehmet Ali Şakiroğlu'nu da yakaladı. Şakiroğlu, 260 saat sonra mucizevi bir şekilde enkazdan kurtarıldı. Yıllar geçse de yaşadıklarını unutamayan Şakiroğlu, o dehşet verici anları anlattı. Hastanede oğlunun tedavisi için beklerken depremle karşılaştıklarını, panik halinde kaçan insanları ve hastanenin çöküşünü gözleriyle gördüğünü anlattı. Çöküş anında deprem pozisyonunu almasına rağmen, gözlerini açtığında her tarafın beton ve enkaz yığını ile kaplı olduğunu gördü. Dışarıdaki sesleri duyabilmesine rağmen, üzerlerindeki beton yığınının kalınlığı nedeniyle seslerinin duyulmadığını belirtti.

Enkaz Altında Yaşam Mücadelesi

Şakiroğlu, enkaz altında 260 saat boyunca hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi anlattı. Bulduğu canlı çiçekleri yediğini ve kendi idrarını içtiğini belirterek, bu zorlu koşullarda hayatta kalma içgüdüsünün önemini vurguladı. Su ihtiyacını karşılamak için, kendi idrarını içmek zorunda kaldığını, çiçeklerin küçük parçalarını çiğneyerek suyunu almaya çalıştığını belirtti. Ağzı yukarı bakacak şekilde yattığını ve avucuna gelen idrarı ağzına götürdüğünü anlattı. Yaşam umudunu hiç kaybetmediğini ve sürekli olarak enkazdan çıkacağına dair inancını koruduğunu ifade etti. İnanılmaz bir azim ve direnç gösterdiğini, bu zorlu süreçte Allah'tan ümidini kesmediğini söyledi. Kurtarma ekiplerinin varlığını hissettiğini, seslerini duyduğunu ve sürekli olarak kurtulma umuduyla mücadele ettiğini aktardı.

Kurtuluş Anı ve Ailenin Bekleyişi

Kurtuluş anını ise şu sözlerle anlattı: "Yanımdaki arkadaş deprem oluyor dedi. Ben ayağımı salladım, yukarıdaki operatör 'Burada ayak var' diye bağırdı. Operatör burada bir ayak var deyince dünyalar benim oldu. Gece dışarı çıktığımda yıldızları gördüm. Ailem 12 gün boyunca hep oradaydı. Onlar da ümidini kesip eve gidecekleri zaman ben o zaman çıktım." Eşi Neclanur Şakiroğlu ise kocasından hiçbir zaman ümidini kesmediğini, onun hayatta kalacağına dair inancını koruduğunu söyledi. Çocuklarının babalarının yokluğunun acısını yaşadığını, fakat kendisinin her zaman kocasının geri döneceğine inandığını belirtti. Enkazdan kurtulduktan sonra abisinin numarasını hatırlayarak aradığını ve böylece ailesiyle yeniden birleşmeyi başardığını aktardı. Yaşadığı travmayı ve kaybettiği zamanı bir daha geri getirmenin imkansızlığını dile getirdi. Kurtuluş anından sonraki duygularını ve aileye kavuşma sevincini anlattı.

Depremin Yıkıcı Etkisi ve Umut

Gaziantep'ten Hatay'a oğlunun tedavisi için gitmişken deprem felaketini yaşayan Şakiroğlu'nun anlattıkları, depremin yıkıcı gücünü ve hayatta kalma mücadelesinin yoğunluğunu gözler önüne seriyor. Yaşanan felaketin ardından umudun önemini ve insan dayanıklılığının sınırlarını gözler önüne seren bir hikaye olarak kalacak. Bu zorlu deneyim, gelecekte benzer felaketlerle karşılaşılmaması için alınması gereken önlemlerin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Şakiroğlu'nun yaşadıkları, deprem bölgelerinde yaşanan zorluklara ve dayanıklılığa dair çarpıcı bir örnek oluşturuyor. Aynı zamanda aile bağlarının önemini ve ümidin insan ruhuna verdiği gücü de vurguluyor. Şakiroğlu'nun anlattıkları, deprem felaketinin yarattığı acıyı ve aynı zamanda hayatta kalma mücadelesinin gücünü yansıtıyor.