Hatay'ın Yayladağı ilçesinde yaşayan ve çobanlık yapan Mehmet Kızgın, sekiz yıldır doğanın sunduğu güzellikleri biriktiriyor. Dağlarda dolaşırken karşılaştığı ilginç ve güzel taşları toplayan Kızgın, evini adeta bir müzeye dönüştürmüş durumda. 2017 yılında köyüne yerleşen Kızgın, o zamandan beri topladığı taşları özenle sergiliyor. Her biri farklı şekil ve renklere sahip olan taşlar, Kızgın'ın doğaya olan sevgisinin ve gözlem yeteneğinin bir yansıması. Zamanla oluşan bu etkileyici koleksiyona her geçen gün yenileri ekleniyor. Kızgın, taş koleksiyonunun misafirleri de hayrete düşürdüğünü ve beğeniyle karşılandığını dile getiriyor. Koleksiyonun içinde yer alan tarihi eser niteliğinde olduğu düşünülen taşlar da bulunmaktadır. Bu durum, Kızgın'ın sadece estetik kaygılarla değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel değere sahip parçaları da koruma çabası içerisinde olduğunu gösteriyor.
Doğadan Gelen Eserler
Kızgın, taşları toplama sebebini doğayla iç içe olmasına bağlıyor. "Doğada ilgimi çeken taşları topluyorum" diyen Kızgın, her taşın kendine özgü bir hikaye taşıdığını düşünüyor. Özellikle soku taşı ve fosil taşı gibi tarihi değere sahip olduğu düşünülen taşlar koleksiyonunda özel bir yere sahip. Bu taşları bulduğunda duyduğu heyecanı hala canlı bir şekilde hatırladığını belirtiyor. Kızgın, taşların maddi değerini hiç düşünmediğini, onları toplamanın kendisine büyük bir mutluluk verdiğini vurguluyor. Koleksiyonunun büyüklüğü ve çeşitliliği, yılların birikimini ve doğaya olan derin bağını gözler önüne seriyor. Bu koleksiyon, sadece bir hobi olmaktan öte, doğaya saygının ve tarihe olan ilginin güzel bir örneği olarak değerlendirilebilir. Topladığı taşların değerini araştırdığını belirtmemiş olması, doğaya olan saf sevgisinin ön planda olduğunu gösteriyor.
8 Yıllık Emek: Bir Taş Koleksiyonu
Sekiz yıldır devam eden bu özel hobi, Kızgın'ın yaşamına ayrı bir renk katmış durumda. Her bulduğu taş, ona doğanın sunduğu yeni bir keşif fırsatı sunuyor. Bu koleksiyon sadece taşlardan ibaret değil; aynı zamanda doğanın ve geçmişin izlerini taşıyan bir zaman kapsülü. Kızgın'ın azmi ve doğaya olan tutkusu, bu özel koleksiyonu daha da değerli hale getiriyor. Kızgın'ın anlattıklarından anlaşıldığı üzere, bu işin içinde bir ticari kaygı bulunmuyor, sadece saf bir hobi ve doğaya duyduğu sevginin bir göstergesi. Koleksiyonunu ziyaret edenlerin de gördükleri karşısında büyük bir hayranlık duyması, Kızgın'ın çalışmalarının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Koleksiyon, Yayladağı'nın doğal güzelliklerini ve kültürel mirasını da yansıtan özel bir sergi niteliğinde.
Misafirlerin Hayranlığı
Kızgın, evine gelen misafirlerin taş koleksiyonuna gösterdiği ilgiden büyük mutluluk duyuyor. Misafirlerin şaşkınlıklarını ve takdirlerini paylaşması, onun çalışmalarına olan güvenini daha da artırıyor. Koleksiyon, sadece Kızgın için değil, ziyaret eden herkes için doğanın ve tarihin eşsiz bir sergisi niteliğinde. Taşların hikayelerini dinlemek ve Kızgın'ın bu hobiyle ilgili anılarını paylaşması, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu doğa harikası koleksiyon, Hatay bölgesinin doğal ve kültürel zenginliğinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Kızgın'ın çalışması, doğanın güzelliklerini ve tarihin izlerini korumak adına küçük ama önemli bir adım olarak görülebilir.