Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde meydana gelen şiddetli depremlerde, X şehrinin Y ilçesinde bulunan Z binası yıkıldı ve 14 kişi hayatını kaybetti. Binanın çökmesi sonucu yaşanan ölümler ve yaralanmalarla ilgili olarak, İlçe Başsavcılığı, bir kısım kamu görevlilerinin "yüksek katlı yapılaşmaya izin verilmesinden" sorumlu oldukları iddiasıyla soruşturma izni talep etti. Soruşturma talebi, belediye inşaat mühendisi Ahmet Demir ve diğer belediye görevlilerini kapsıyordu. Olayın üzerinden geçen süreçte yaşanan gelişmeler, kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Yetkililerin aldığı kararlar ve sürecin gidişatı, kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Adalet arayışında olan vatandaşlar, yetkililerin sorumluluk almasını ve şeffaf bir süreç yürütülmesini talep ediyor. Olayın tüm boyutlarıyla ele alınması ve mağdurların haklarının korunması için mücadele veriliyor.
Soruşturma İzni Reddedildi
İlçe Kaymakamı tarafından 11 Kasım tarihinde imzalanan kararda, inşaat mühendisi Ahmet Demir hakkında soruşturma izni verilmediği açıklandı. Karar, mağdur ailelerine yeni tebliğ edildi. Ankara merkezli bir haber ajansının ulaştığı kararda, Üniversite uzmanları tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna atıf yapıldı. Raporda; binanın inşaatında mimari ve statik betonarme projelerinde mühendislik açısından küçük kusurlar bulunmasına rağmen, o dönemdeki Deprem Yönetmeliği şartlarına uygun olarak projelendirildiği belirtildi. İlçenin, Deprem Yönetmeliği'ne göre 1. derece deprem bölgesinde yer aldığı vurgulandı. Bina statik projesinin, geçerli olan Deprem Yönetmeliği yürürlükteyken hazırlandığı, dolayısıyla tasarım deprem yer ivmesi olarak 0.4g hesaplarda kullanıldığı belirtildi. Ancak 6 Şubat depreminde ölçülen yer ivmesinin 0.7g seviyesine ulaştığı ve bu nedenle Yönetmeliğin yetersiz kaldığı ifade edildi. Bilirkişi raporu, binanın yıkılmasının başlıca sebebinin depremin şiddeti olduğunu, ancak zemin iyileştirmesindeki eksikliklerin ve yüksek katlı yapılaşmaya izin verilmesinin de etkili olduğunu belirtti. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, inşaat mühendisi Ahmet Demir hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verildi.
Ailelerden Tepki ve İtiraz
Z binası mağduru aileleri, Kaymakamlığın kararına şiddetle karşı çıkarak itiraz edeceklerini açıkladılar. Aileler, kararda, bilirkişi raporunda depremin ivme değerinin gerçeğe aykırı bir şekilde 0.7g olarak değerlendirildiğini, oysa en yakın ölçüm istasyonunun verilerinin Deprem Yönetmeliği sınırları içinde kaldığını savundular. Aileler, Üniversitenin 0.7g ivme değerini kasıtlı olarak şişirdiğini, AFAD verilerine göre ivmenin 0.17g olduğunu ve bu bulguları daha önce mahkemeye sunduklarını belirttiler. Aileler, Bölge Hukuk Mahkemesi'ne itiraz edeceklerini ve tüm sorumluların yargılanması ve cezalandırılması için mücadelelerine devam edeceklerini açıkladılar. Bu vahim olayda yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi ve adaletin sağlanması için tüm hukuki yolları kullanacaklarını, adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini söylediler. Olayın kamuoyunda yarattığı infial, hukuk sisteminin işleyişi ve adalet arayışında olanların mücadelesi hakkında geniş çaplı tartışmalara neden oldu.
Adalet Mücadelesi Devam Ediyor
Kamuoyunda büyük tepki çeken bu karar, hukuk sisteminin işleyişi ve adalet arayışının zorlukları konusunda ciddi soru işaretleri oluşturdu. Mağdurların haklarını savunmak ve sorumluları cezalandırmak için verilen mücadele devam ederken, olayın tüm boyutlarıyla ele alınması ve şeffaf bir sürecin yürütülmesi talep ediliyor. Olayın gelişmeleri yakından takip ediliyor ve kamuoyu, yetkililerin adil ve etkili bir şekilde hareket etmesini bekliyor. Adaletin tecellisi için verilen mücadele, toplumda adalete olan güveni korumak açısından son derece önemlidir. Bu olay, hukuk sisteminin daha etkin ve şeffaf hale getirilmesi gerektiği konusunda önemli bir ders niteliğindedir. Devletin vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmesi ve adaleti sağlaması büyük önem taşımaktadır.