Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan 60 yaşındaki Suriyeli ilahiyatçı Nevrs Semmi, Suriye'deki iç savaşın ardından ailesiyle birlikte Türkiye'ye sığınmıştı. Sednaya Hapishanesi'nde 12, İdlib bombardımanlarında ise 15 akrabasını kaybeden Semmi, Esad rejiminin vahşetini anlatıyor. Yıllarca süren zulüm ve acıların ardından, muhaliflerin Esad'ı devirdiğini öğrenen Semmi, meslektaşı Dr. Abdulhamit Tahhan ve aileleriyle birlikte Suriye'ye, Şam'a dönmeye hazırlanıyor.

Sednaya Hapishanesi'nin Korkunç Gerçeği

Semmi, Humus'ta hava güvenlik şubesinde tutukluluk ve işkence gördüğünü, Sednaya Hapishanesi'ndeki koşulların ise anlatılamayacak kadar kötü olduğunu belirtiyor. "Münferit hücre denen kapkaranlık bir hücrede, 13 kişiyle birlikte sıkışıp kaldık. Bir hücrenin büyüklüğü 2 metrekareyi geçmiyordu. Dayak, aşağılama, her türlü işkence... Akrabalarımın hapishanede öldüğünü 2024 yılında gelen ölüm raporuyla öğrendim. İdlib'e her gün bombalar yağıyordu. Her gün onlarca insan ölüyor, bombalardan ölmeyenleri de zalim rejim öldürüyordu." diyor. Semmi, Türkiye'nin kendilerini en iyi şekilde ağırladığını ve minnettar olduklarını da ekliyor.

Suriye'ye Dönüş ve Umut

Semmi, Suriye'nin özgürleştiğini ve tüm Suriyelilerin vatanlarına döneceğine inanıyor. "Şam'a aşığız. Tüm Suriyelilerin en kısa zamanda dönmelerini, bizi ağırlayan ülkelerin özgür ve adil yeni Suriye'nin inşasında bize yardımcı olmalarını istiyoruz." diye konuşuyor. Semmi'nin umuduna, meslektaşı Dr. Abdulhamit Tahhan da katılıyor. Tahhan da, 2012'de Türkiye'ye sığınmak zorunda kaldığını ve Semmi ailesinin yaşadıklarını yakından takip ettiğini söylüyor. O da rejimin vahşetine tanık olmuş, ailesinden birçok insanı kaybetmiştir. Tahhan, "Rakam değiliz, ölen insanlar rakam değil; aile, insan. Her biri ayrı bir hikaye, acı ve iyileşmesi mümkün olmayan yara. Bu yaralar şehit ailelerinde, eşlerinde, çocuklarında devam edecek. Allah'tan başka yardımcısı olmayanın duasından korkun" diye uyarıyor.

Yeni Bir Başlangıç İçin Hazırlık

Suriye'den gelen bu yürek burkan hikayeler, savaşın ve zulmün insan hayatına bıraktığı derin izleri gözler önüne seriyor. Türkiye'de güvenli bir yuva bulan bu ailelerin, özgür ve barış dolu bir Suriye'de yeni bir başlangıç yapma hayali, umut ışığı taşıyor. Ancak, yaşanan acıların izlerinin silinmesi ve yeni bir Suriye'nin inşası uzun ve zorlu bir süreç gerektiriyor. Bu süreçte uluslararası toplumun desteği büyük önem taşıyor.