Adıyaman'da yaşayan 26 yaşındaki Habib Sivil, Wilson hastalığı nedeniyle karaciğer yetmezliğiyle mücadele ediyordu. Genetik bir hastalık olan Wilson hastalığı (organda bakır birikmesi), Sivil'in hayatını olumsuz etkiliyor, karaciğerini siroz noktasına getirmişti. Henüz 11 yaşındayken teşhis konulan hastalık, genç adamın Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü'nde nakil beklemesine neden olmuştu. Bu süreçte Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Öğretmenliği Bölümü'ndeki eğitimine 3 yıl ara vermek zorunda kaldı. Ancak umut ışığı, geçen yıl 1 Kasım'da geldi.
Hayat Kurtaran Bağış
Sivil'in hayatını değiştiren telefon, Hatay'da trafik kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki Emre Bayır'ın ailesinin organlarını bağışlama kararıyla geldi. Hatay'daki kaza sonucu beyin ölümü gerçekleşen Emre'nin karaciğeri, hızlıca Malatya'ya ulaştırıldı. Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve ekibi, başarılı bir operasyonla Sivil'e Emre'nin karaciğerini nakletti. 64 gün sonra hayata yeniden tutunan Sivil, minnettarlığını göstermek için Emre'nin ailesini ziyaret etti.
Duygusal Bir Buluşma
Kahta'da yaşayan Sivil, Emre'nin ailesi ile buluştuğunda duygusal anlar yaşandı. Sivil, Emre'ye çizdiği kara kalem portresini ve "1 bedende 2 can, emanetine gözüm gibi bakacağım kardeşim, mekanın cennet olsun." notunu Emre'nin babası Osman Bayır'a teslim etti. Bu karşılaşma, iki ailenin hayatlarını sonsuza dek bağlayan bir dostluk başlangıcı oldu. Sivil, tedavisinin tamamlanmasının ardından eğitimine geri döneceğini ve resim sanatına devam edeceğini belirtti. Kahramanmaraş ve Adıyaman'dan gelen ziyaretçiler de bu olayı yakından takip etti.
Yeni Bir Başlangıç
Sivil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ameliyat sonrası ilk isteğinin hayatını kurtaran kişinin kim olduğunu öğrenmek olduğunu söyledi. Emre'nin mezarını ziyaret eden ve ailesiyle tanışan Sivil, "Yeni ailemle tanıştım, onlardan binlerce kez Allah razı olsun. Yeni karaciğerim ve yeni ailemin sayesinde en kısa zamanda üniversiteye döneceğim, kaldığım yerden eğitimime devam edeceğim. Elime fırçamı alıp sanatıma icra edeceğim." dedi. Emre'nin babası Osman Bayır ise, oğlunun organ bağışının acısını hafiflettiğini ve iki kişiye hayat vermenin kendisini dünyanın en zengin insanı hissettirdiğini ifade etti. "Toprak olacağına can olsun" diyen Bayır, organ bağışının önemini vurguladı.