Antakya'da yaşayan 21 yaşındaki Nihat Ateş, hafız olduktan sonra beklenmedik bir meslek yolunu seçti: Gassallık. 4 yıl süren hafızlık eğitimini tamamlayan Ateş, ailesinin imam olmasını istediği halde, merakını cezbeden gassallık mesleğinde 1 yıldır Hatay Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanlığı'nda görev yapıyor. Genç gassal, mesleğine duyduğu sevgiyi dile getirerek, evlilik konusunda kaygı duymadığını belirtiyor. Ancak en dikkat çekici olanı, birçok arkadaşının kendisinden ölüm sonrası cenaze yıkama hizmetini vasiyet etmesi. Bu sıra dışı durum, Ateş'in mesleki tercihinin toplumda yarattığı etkiyi gözler önüne seriyor. Nihat Ateş'in hikayesi, gençlerin meslek seçimlerini yönlendiren faktörler ve toplumun ölümle yüzleşme biçimine dair önemli soruları gündeme getiriyor. Bu durum, toplumun ölüm ve cenaze merasimlerine bakış açısını da yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor.

Gassallık Mesleği: Zorluklar ve İbretler

Ateş, gassallık mesleğini seçme kararını ve ailesinin tepkisini şöyle anlatıyor: "2017'de hafızlığa başladım, 2021'de bitirdim. Gassallığa merak sardım. Mevlüt hocam da gassaldı, onunla birlikte başladım. 20 yaşında başladım, bir yıldır yapıyorum. Gassallık çok ibret alınacak zor bir meslek, dışarıdan göründüğü gibi değil. Ailem imam olmamı istiyordu, ben gassal olacağımı söyledim. Konuştuk, anladılar. Mesleği severek yapıyorum, zorluklarına rağmen. İşin manevi boyutunun ağır yükümlülükler getirdiğini bilerek, sorumluluğuyla hareket etmeye çalışıyorum. Mesleğin getirdiği yoğunluk ve duygusal etkiler yoğun çalışma temposunun bir parçası. Bazen günler boyunca üst üste cenaze yıkıyoruz. Bununla birlikte; bu zorluklara rağmen mesleğimi her zaman hakkıyla yapmaya özen gösteriyorum.”

Arkadaşların Vasiyeti: Bir Dostluk Bağının Ölüm Ötesi Yansıması

Ateş, insanların ölmeden önce onu cenazelerini yıkamak için kendisine vasiyet etmesinden duyduğu hisleri şöyle açıklıyor: "Gassalım dediğimde çoğu insan gülüyor. Ama gülünecek bir meslek değil, ibret alınması gereken bir meslek. Evlilik kaygım yok, kısmetse olur. Bir yılda bin küsur cenaze yıkadım. İlk günler zordu ama hocalarım sayesinde kolaylaştı. Cenazeyi yıkadıktan sonra dışarıda karşılaşırsam tanıyamayabiliyorum. Hiç yakınımın cenazesini yıkamadım. Arkadaşlarım garipsemedi, hatta hafız olduğum için iyi oldu dediler. Buraya getirmeye çalıştım ama korkuyorlar. 'Beni sen yıkayacaksın' diye vasiyet eden çok arkadaşım var. Bazıları da ölümünden sonra nerede defnedileceğini bile belirtiyor. Bu durum, arkadaşlık bağının ölüm ötesine uzanan sıra dışı bir yansımasıdır. Mesleğimi hoş görüyorlar, hatta vasiyet ediyorlar; bu durum beni hem duygulandırıyor hem de mesleğime olan bağlılığımı artırıyor."

Antakya'dan Bir Ses: Gassallığın Önemi

Nihat Ateş'in hikayesi, gençlerin alışılmışın dışında meslek seçimlerine olan eğilimlerini ve ölümle yüzleşme biçimlerini ele alıyor. Hatay'da, özellikle Antakya bölgesinde yaşayan insanların cenaze merasimlerine bakış açılarını ve bu mesleğin toplumdaki yerini sorgulatıyor. Ateş'in yaşadıkları, ölüm ve ölüm sonrası süreçlerin toplumdaki yerinin yeniden ele alınması gerektiğine işaret ediyor. Aynı zamanda, farklı meslek dallarının önemini ve toplumdaki işlevlerini sorgulamayı da beraberinde getiriyor. Gençlerin farklı meslekleri seçme özgürlüğü ve bu seçimlerdeki motivasyon faktörleri, Ateş'in örneğiyle daha iyi anlaşılır hale geliyor. Bu durum, toplumun daha kapsayıcı ve anlayışlı bir yaklaşım benimsemesinin gerekliliğini de ortaya koyuyor.